Camdaki Kız Kitap-Dizi Karşılaştırması

Herkese Merhaba,

Ne kadar özlemişim gece herkes uyuduğunda kahvemi alıp bir şeyler yazmayı.. Şu an bulunduğumuz 17 günlük kapanma dolayısıyla bol bol yazarım gibi görünüyor. Umarım siz de keyifle okursunuz.

Gülseren Budayıcıoğlu' nun ününü hiç duymadığım zamanlar 'Madalyonun İçi' kitabına denk gelip okumuştum. kitabı gerçekten elimden bırakamadım iki günde bitirmiştim. Gerçek yaşamların konu alınması biz okuyucularda daha fazla merak uyandırıyor. Daha sonra araştırdığımda tüm kitaplarının çok sevilmesinin yanı sıra İstanbullu Gelin' dizisinin 'Hayata Dön' kitabından uyarlandığını gördüm.  Şaşırdım açıkçası, bu kadar meşhur olan ve dizilere uyarlanan bu yazardan nasıl haberim olmadı diye. Sonrasında bildiğiniz üzere Kırmızı oda dizisi ve Doğduğun ev kaderindir ve izlenme rekorları kıran, çocuğumuzla izleyemeye korkacak kadar beyin yakan Masumlar Apartmanı dizisi başladı.

Ben Camdaki Kız kitabını okurken dizisinin tanıtımları başladı. Geçtiğimiz perşembe günü 4. bölümü de yayımlandı ve ben de size kitap ile dizi arasındaki yorumlarımı paylaşmak istedim. Eğer hâlâ kitabı okumadıysanız ve okumak gibi bir niyetiniz varsa yazının ilerleyen kısmında spoiler vereceğim için uyarıda bulunmak istiyorum. 

Öncelikle neden havalı olarak nitelendirildiğini bilmediğim şekilde Türk dizisi izlemiyorum :) Eskiden daha güzeldi diziler. Şimdi bir dizi bölümü izleyeceğime 1 film izlemek daha mantıklı geliyor tabi.. 2 saat 40 dakikalara kadar çıkan ve aslında çoğu bakışmadan, genelleme yaparsak Sezen Aksu'nun parçalarıyla dönen, tabiri caizse içimize öküz oturtan sahnelerden ibaret. Ben kitap ile dizi karşılaşması yapmak için diziyi de izledim, uzun zamandır izlemediğime pişman olmadım neyse ki. Şimdi asıl konuya geçiyorum.




Öncelikle kitap ile dizi arasında farklılık değil, uçurumlar var. Dizinin yeterince konuyu saptırdığını düşünüyorum. Kitaba Hayri, 3 çocuklu evli bir adam, Nalan ile ayrı bir hayatı daha var. Nalan ile Hayri'nin karısının, çocuklarının birbirlerinden haberleri var.  Yıllar sonra Hayri Nalan'a başka bir kadına aşık olduğunu açıklıyor, Nalan'a ayrılmak istediğini söylüyor. Bunun üzerine Nalan öfkeleniyor bu durumu kabullenemiyor ve intihar girişimlerinde bulunuyor. Hayri ne yapacağını bilemiyor, Nalan' ı ayrılığa ikna etmesi için psikiyatri kliniğine götürüyor. Kitap, Nalan' ın geçmişini anlatmasıyla Sedat'ı annesini, babasını anlatıyor. Dizi ise Nalan'ın hikayesini en başından sona doğru ilerletecek. Kitaba göre Nalan maddi olarak tüm imkanları sunulan ama sevgi görmeyen, tüm insanları camdan izleyen bir kız çocuğu. Dizi de ise Feride Hanım tam bir psikopat olarak anlatılıyor. Bekaret kontrolü, korseler, hatta otel çamaşırlarından hamile kalma düşüncesi.. Acıtasyon olsun, dram olsun, psikopatça olsun diye elden ne gelirse yapılmış. Türk halkı bu tür dizileri sevdiği ve ses etmediği sürece 5 saat de olsa izlenir gerçi. Eskiden haberlerden sonra 3 dizi izlenirdi, şimdi o zamanın hepsi tek diziye harcanıyor. 



Asıl sevemediğim konu şu; dizi hiç ilerlemiyor sanki. 4 bölümdür korse giyme sahneleri var. Aynı şekilde 4 bölümdür bir baba oğluna bağırıyor, Sedat ile Canan'ın genişliği ise uzayda yok. Dizideki kırbaç sahnelerini RTÜK görmüyor mu merak ettim? 4 bölümdür kız su içemiyor. 4 bölümdür Nalan' ın en yakın arkadaşı erkek arkadaşı olmadığına şaşırıyor. Muzo karakteri neden bu kadar gizemli mesela? Dizinin başında Gerçek hayat hikayesinden uyarlanmıştır yazılıyor. Benim hikayem olsa çok rahatsız olurdum. Karakterlerin bu kadar kitaba uzak kalmaları ne kadar etik, tartışılır.


Herkese sağlıklı günler diliyorum :)

Görüşmek üzere 


Yorumlar